top of page

Müzik Terapisi Nedir?
Neden Yapılır?
Deneyimlerim!
Araştırmalarım!

Ara
  • Yazarın fotoğrafıSalih Gülbay

Güncelleme tarihi: 28 Mar 2021

Alınan önlemler gittikçe artıyor. Elimizdeki kaynakların bu tehdide karşı yeterli olup olmadığını bilmediğimiz, her şeyin bir anda nasıl değişebildiğini anlamaya çalışarak hayretler içinde izlediğimiz bir süreçteyiz. Tabii ki geleceği görmemiz ve neler olacağını bilmemiz mümkün değil, merakla ve umutla bekliyoruz neler olacağını; belki de hasretle önceki hayatımıza dönmeyi bekliyoruz. Bu söyleyeceklerimi umutsuz bulabilirsiniz, fakat Budistlerin de dediği gibi “Hayatta her şey değişim halinde ve hiçbir şey hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak”. Eskiye ve geçmişe sarılıp bırakamamak yerine olanları sakince izleyip kendimizi yeni olana adapte etmek, olayları geçen bulutları izler gibi izleyip elimizden geldiğince pozitif eylem halinde olmak en ideali. Tabii ki bu her zaman mümkün olmayabiliyor ve kendimizi geleceğe dair, sevdiklerimize ya da bize bir şey olacak korkusu içine gömülürken bir yandan haberlere, diğer yandan korona virüs haritalarına ve artan numaralara bakarken bulabiliyoruz. Hatta bazen kendimizi bu durumun içinde kaybolmuş hissedip sabah akşam korku içerisindeki düşüncelerle çevremize yoğun bir panik sinyali yayabiliyoruz. İnsanız ve bunların hepsi çok normal, fakat normal olması bunun sürekliliğine izin vermemiz gerektiği anlamına gelmiyor. Kendimizi bir sarmal içerisinde bulduğumuzda yapacağımız ufak değişikler bu döngüyü kırıp bize ve çevremizdekilere psikolojik bir kalkan görevi görebilir. Aslında bu yazıyı korkunun bulaşıcı etkisi ve bu döngüyü müziği kullanarak nasıl kırabileceğimize ve müzikle hayatı dolu dolu yaşama noktasına nasıl ulaşabileceğimiz üzerine yazmak niyetindeydim, fakat şu anda bulunduğumuz durumda bize çok daha faydalı olabilecek bir konudan bahsetmek istiyorum. Müziğin değil de kişinin kendi elindeki güçten konuşalım biraz.


Evet, bu sayfayı müzik ve müzik terapisiyle ilgili bilgileri paylaşmak için, bu yeni alanın bilimsel niteliklerini ve bize ne kadar faydası olabileceğini sunmak için oluşturdum. Fakat hepsinden önce müziğin ne olduğundan ve neden bu kadar etkisi olduğundan bahsedelim. Evrimsel psikologlar tarafından müziğin neden ortaya çıktığına dair birkaç teori ortaya atılmış olsa da, varlığının nedenini tam olarak anlayamadığımız bir fenomendir müzik. İnsanın kendini ifade etmesinin, iletişim kurmasının ve dışarıya kendini göstermesinin ne kadar nedeni varsa müziğin ortaya çıkmasının da o kadar çok nedeni var aslında. Yaradılışa dair kaynakların ve dini nüshaların birçoğunda başlangıçta ses olduğundan ve daha sonrasında ortaya çıkan bir armoniden bahsediliyor, ki bana sorarsanız çok da mantıklı. Hareket varsa titreşim vardır, titreşim varsa ses vardır ve eğer bu sesler bir uyum içerisinde oluşuyorsa bu armoni ve müziktir. Bütün insanlık tarihinde tartışılan konular bunlar, fakat biz şimdilik burada bırakalım ve bunları yazarken asıl söylemek istediğim sürekli hareket halinde olan, döllenen ilk hücrenin oluşmasından itibaren hareketi bırakmayan canlının vücudu, her an titreşim halindeki bu varlığımız aslında içinde bulunduğumuz müziğin ta kendisi. Nasıl bir şarkı dinlerken etkilenip içinde bulunduğumuz duygu durumunun değiştiğini, içimizin kıpır kıpır olduğunu gözlemleyebiliyorsak, kendimizle ya da başka bir bireyle iletişim halinde olduğumuzda da sanki bir konserdeymişçesine etkileniyoruz. Her birimiz içimizde bu kadar büyük bir güce, asla durmadan çalmaya devam eden bir senfoni orkestralarına sahipken yine de varlığımızın etkisini hafife alıp, bugüne kadar ortaya çıkardığımız etkileri unutabiliyoruz. Her şeyden önce bir anlığına kendinizi bir şarkı olarak hayal edin, şu anda bulunduğunuz duygu durumu, insanlara karşı ve kendinize karşı hissettikleriniz ve düşünceleriniz o şarkının ritmini ve armonisini oluştursun, hikâyeniz de sözleri olsun ve bu şarkıyı bir anlığına sessizce dinleyin. Her an ne kadar değişim içerisinde olabildiğine, en ufak bir etkileşimde bu senfoninin gidişatının nasıl değişebildiğine dikkat edin ve bir anlığına düşünün: "Bu müzikalin konusu ne, ben kendimi, çevremdekileri ve dünyayı nasıl etkilemek istiyorum?".


Bu etkiden o an için memnun olup olmamanız önemli değil, eğer memnun değilseniz orkestra şefinin siz olduğunuzu unutmayın… Şarkınıza biraz daha hareket mi katmak istiyorsunuz? Ritimlere ufak bir işaret vermeniz yeterli! Biraz daha duygu ve aşk? O zaman yaylılar sizin işaretinizi bekliyor! Biraz daha huzur ve sakinlik için birinci flüte ufak bir solo için zaman tanıyın! Her şey elinizin altında ve değişimi sağlamak için bütün güç sizde. Belki de hayat koşullarını değiştiremeyebiliyoruz, fakat bu sadece şarkının nerede çalındığıyla alakalı. Şarkınız bulunduğu ortama ayak uyduramıyorsa belki de bulunduğunuz ortamı sizin şarkınıza hazır hale getirebilirsiniz. Diyelim ki siz seçkin klasik müzik eserlerini, şehrin sosyoekonomik seviyesinin en düşük olduğu bölgesinde çalmak istiyorsunuz; fakat kimse buna ilgi göstermeyecek ya da sizinle dalga geçecekler diye düşünüyor olabilirsiniz… Bırakın müzik konuşsun, siz kendinizi ifade edin, şarkınızı bütün neşeniz ve enerjinizle icra edin; hatta bırakın orkestranız çevrenizdekilerle kaynaşsın! İzin verin onlar da kendi enstrümanlarıyla girsinler parçanın içine. Her zaman her şey istediğimiz gibi olmuyor, fakat belki de her şeyin değişim içerisinde olmasının en güzel yanı da bu, her an yeni bir şarkıyı keşfetme halindesiniz.



Belki şu anda eşinizle, aile bireylerinizle ya da arkadaşlarınızlasınız evinizde; belki de yalnızsınız, kiminle olursanız olun bir bakın onun şarkısı sizi nasıl etkiliyor. Eğer beğenmiyorsanız bu etkiyi bir düşünün, sizin şarkınız nasıl etkiliyor çevrenizdekileri. Dört duvar arasında aslında bir stüdyo ortamındasınız ve bütün frekanslarınız, bütün sesleriniz birbirine karışmakta; hatta orada kalmayıp video konferanslarıyla sunuyorsunuz hayatınızdan bölümleri sevdiklerinize. Eğer etkiniz memnun etmiyorsa sizi, belki de koca orkestrayı bir anlığına roman havası çalmaya, izleyenleri de azcık göbek attırmaya kimsenin itirazı olmaz. Sonuçta o stüdyolardan çıkacak ürünler de sizsiniz, hafızanız ise kaydedip kenara kaldırdığınız ve yeri geldiğinde paylaşacağınız albümleriniz. Hayatı doya doya, coşkulu bir şarkı, hiç bitmeyen bir konser edasıyla yaşamanız, sağlıkla ve huzurla kalmanız dileğiyle...




77 görüntüleme0 yorum

Güncelleme tarihi: 28 Mar 2021


Covid-19, or better known as the Coronavirus, came from far away waving his hand; Just a month ago, "Oh, have you heard, a virus has come out in China and they've covered everything?" Then, we suddenly follow the numbers, we talked about how we can get out of the house, under what conditions. Of course, there is no point in advising that “don't leave your home, social contact is certain”. I think that every individual who knows how to read and write has now grasped the importance of this. In Italy, the fifteenth day of the quarantine has now been reached, although people are used to the process of staying at home, seeming to sing songs from balconies, we do not know what is going on inside their homes. In any case, they gave examples of how "distant" socialization can be done, and that enthusiasm and joy do not disappear by closing behind the doors to the whole world in the first weeks. In this first article of my blog that was waiting for me for months, I would like to mention the role that our psychology plays in this process and perhaps the effect of music that we have not anticipated in those days.


Although I do not follow social media a lot, now I can stay up to date as all kinds of content can be shared in Whatsapp groups. One of the sharing types that caught my attention in this period is the prescriptions against Coronavirus. Of course, it is not for me to say that these prescriptions are unfounded, or have no effect, but no cure or blocking formula developed against this virus has been found so far. If there were, before the morning TV programs in Turkey, we would see those formulas in the World Health Organization's page. Although there is no formula developed against the virus, it does not hurt to consider the recommendations of some experts. Doctor Mehmet Öz, who is seen as a medical phenomenon in America and proudly followed by Turks, has many posts on the Twitter page against Covid-19 virus misunderstandings and unconfirmed prescriptions, the common recommendation of him and many experts are keeping our immune system strong. Of course, with the influence of the media and advertisements, when we think about improving the immune system first we think of thousand kinds of supplements sold in colorful boxes in pharmacies, but I think we should first focus on the resources we have to strengthen our immune system. Studies since 1980 show that our psychological health has an intense effect on our body and immune system and some recent studies show that music has an important role in this psychology and immune system relationship.


In studies between the years 1980 and 1992 at Ohio State University School of Medicine, they discovered that the immunity of students decreased each year in the simple stress of the three-day examination period. Besides, in nearly 300 studies conducted at the University of Kentucky until 2004, it was noticed that after a long-term stress period all aspects of immunity decreased. Therefore, long-term or chronic stress is one of the important factors that can destroy the immune system through too much wear and tear. Also, meta-analyzes at the John Hopkins School of Medicine showed that elderly or already sick people are more prone to stress-related immune changes. You can find many more articles and studies that show the importance of this situation in references. But for now, in this virus mess that has already stressed us, there is no need to get "Alas! I am even more prone to catching the virus when I am stressed." Instead of worrying and devastating ourselves, even more, let's focus on those beautiful resources we have. Family, friends, friendships, love, creativity, art, games, memories, stories, novels, enjoyable dinners, exercises at home, dances and of course music, guitar songs learned and forgotten many years ago, small home recitals and, freely sung songs …


After we explained all those effects of stress on our immune system with sound bases it won’t be satisfying to only say that the music is good for stress and the immune system. Meanwhile, maybe you might be thinking, “But, is music psychology or music therapy a science?” It is normal since it is relatively a new field, yet let’s postpone these questions with a quick "yes" for now. In my future posts, we will explore the depths of this topic together. Although they are relatively new, music therapy and music medicine are areas that are developing and even affects today’s mindset on many conditions. In 2013, Doctor Mona Lisa Chanda in the meta-analysis of 400 studies found that music improves the body's immune system function and reduces stress. She also showed in the results of her study that listening to music was more effective than prescribed drugs in reducing preoperative anxiety. In another study, researchers found that listening and playing music increases the body's production of antibody immunoglobulin A and natural protective cells, which are the cells that attack invasive viruses and increase the effectiveness of the immune system, also reduces the levels of the stress hormone, cortisol. Of course, there will be those who resist such ideas with arguments like "But I cannot play any instruments, I have no talent", but I draw your attention that most research focuses on the effects of listening to music. At the same time, activities involving active participation in music, such as dancing, keeping a rhythm to the music, following and singing the lyrics of a song that is playing, are as effective as music performance.

As a result, during the hard times when we are closed to our houses(hopefully) and save lives, while we take our green tea with ginger and black elderberry extract, instead of sitting and watching Netflix series for ours, we can give a chance to listen to music channels on the Internet, to learn and accompany their words, to take a few dance lessons online with our partner and even we can consider to take out the dusty guitar in a corner of the house to learn some chords. I hope that we will pass these days as soon as possible, and stay with peace and music.


References

American Psychological Association. (2006). Stress weakens the immune system. American Psychological Association.

Novotney, A. (2013, November). Music as medicine. Monitor on Psychology, 44(10). http://www.apa.org/monitor/2013/11/music

Abdurachman, A., & Herawati, N. (2018). The role of psychological well-being in boosting immune response: an optimal effort for tackling infection. African journal of infectious diseases, 12(1S), 54-61.

Kaplan, H. B. (1991). Social psychology of the immune system: A conceptual framework and review of the literature. Social Science & Medicine, 33(8), 909-923.

Dixon, E. (2018, December 3). If Your Cold Keeps Lingering, Doctors Think This Weird Unrelated Activity Can Help. Retrieved from https://www.bustle.com/p/can-music-help-you-get-over-a-cold-studies-suggest-it-can-boost-your-immune-system-13231417

Fancourt, D., Ockelford, A., & Belai, A. (2014). The psychoneuroimmunological effects of music: A systematic review and a new model. Brain, behavior, and immunity, 36, 15-26.

account, D. M. O. V. (2020, March 22). Dr. Mehmet Oz (@DrOz). Retrieved from https://twitter.com/DrOz?ref_src=twsrc^google|twcamp^serp|twgr^author

69 görüntüleme0 yorum

Covid-19, ya da daha bilinen adıyla Korona virüsü, uzaklardan elini kolunu sallayarak geldi; daha bir ay önce "Aaa, duydun mu, Çin’de bir virüs çıkmış ve her yeri kapatmışlar?" derken bir anda sayıları takip eder, evden ne koşullarda, ne durumlarda nasıl çıkabiliyoruz konuşur olduk. Tabii ki artık “evinizden çıkmayın, sosyal teması kesin” diye öğüt vermenin bir anlamı kalmadı. Okuma yazmayı bilen her birey artık bunun önemini kavramıştır diye düşünüyorum. İtalya'da artık karantinanın on beşinci gününe ulaşıldı, insanlar evde kalma sürecine alışmış, balkonlardan şarkılar türküler söylüyor gibi görünseler de evlerinin içinde neler olup bittiğini bilemiyoruz. Her ne olursa olsun daha ilk haftalarında bütün dünyaya "mesafeli" sosyalleşmenin nasıl yapılabildiğini, coşku ve neşenin kapıların arkasına kapatılmayla kaybolması gerekmediğinin örneklerini verdiler. Tam da sosyal medyada yayılan bu şarkılı türkülü balkon sefalarının üzerine, aylardır oturup da yazamadığım müzik terapisi bloğumun ilk yazısında psikolojimizin bu süreçte oynadığı role ve müziğin bu süreçte belki de hiç tahmin etmediğimiz bir etkisine değinmek istiyorum.


Sosyal medyayı çok takip etmesem de artık Whatsapp gruplarında her türlü içeriğin paylaşılabiliyor olmasıyla ben de güncel kalabiliyorum. Bu dönemde özellikle dikkatimi çeken paylaşım türlerinden biri de Korona virüse karşı reçeteler. Tabii ki bu reçeteler asılsızdır, ya da bir etkisi yoktur demek bana düşmez, fakat bu virüse karşı geliştirilen bir tedavi ya da bloke edici bir formül şu ana kadar bulunmuş değil. Zaten bulunsaydı Türkiye'deki sabah programlarından önce Dünya Sağlık Örgütü'nün sayfalarında bunu görürdük diye düşünüyorum. Bu virüse karşı geliştirilmiş bir formül olmasa da, bazı uzmanların önerilerini dikkate almaktan zarar gelmez. Amerika'da bir tıp fenomeni olarak görülen ve Türklerin de gururla takip ettiği Doktor Mehmet Öz'ün Twitter sayfasında Covid-19 virüsüyle ilgili yanlış bilinenlere ve doğrulanmadan paylaşılmış reçetelere karşı birçok paylaşımı var, bunların dışında onun ve birçok uzmanın yegane önerisi bağışıklık sistemimizi güçlü tutmamız. Tabii ki medya ve reklamların da etkisiyle bağışıklık sistemini güçlendirmek için aklımıza eczanelerde birbirinden renkli kutularda satılan bin bir türlü takviye edici gıda gelse de ben biraz da elimizdeki kaynaklara odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. 1980'den bu yana yapılan araştırmalar aslında psikolojik sağlığımızın vücudumuz ve bağışıklık sistemimiz üzerinde yoğun bir etkisi olduğunu gösteriyor. Yakın zamanlarda bulunduğum bazı çalışmalar da müziğin bu psikoloji ve bağışıklık sistemi ilişkisinde önemli bir yeri olduğunu gösteriyor.


Ohio State Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1980 ve 1992 yılları arasındaki çalışmalarda öğrencilerin bağışıklığının üç günlük sınav döneminin basit stresinde her yıl azaldığını keşfettiler. Ayrıca Kentucky Üniversitesi'nde 2004 yılına kadar yapılan 300'e yakın çalışmada, uzun dönemli streste bağışıklığın tüm yönleriyle tepe taklak olduğu fark edildi. Bu nedenle, uzun süreli veya kronik stres, çok fazla aşınma ve yıpranma yoluyla bağışıklık sistemini tahrip edebilen önemli faktörlerden biri. Ayrıca, John Hopkins Tıp Fakültesi'nde yapılan meta analizler, yaşlı veya zaten hasta olan kişilerin stresle ilişkili bağışıklık değişikliklerine daha yatkın olduklarını ortaya koydu. Bu durumun ciddiyetini ortaya koyan daha birçok makale ve çalışmaya yazının sonundaki kaynakçadan ulaşabilirsiniz. Fakat şimdilik bizi zaten strese sokan bu virüs karmaşasının içinde "Eyvah! Stresliyken virüsü kapmaya daha da yatkınım." diye kaygılanıp kendimizi daha da harap etmek yerine elimizdeki o güzel kaynaklara odaklanalım. Aile, arkadaşlar, dostluklar, sevgi, aşk, yaratıcılık, sanat, oyunlar, anılar, hikayeler, romanlar, keyifli akşam yemekleri, evde yapılmaya çalışılan sporlar, danslar ve tabii ki müzik, yıllar önce öğrenilip unutulan gitar şarkıları, ufak ev resitalleri ve bağırarak, özgürce söylenilen şarkılar...


Stresin bağışıklık sistemimize olan etkisini ballandıra ballandıra, sağlam dayanaklarla anlattıktan sonra müziğin strese ve haliyle bağışıklık sistemine olan etkisini de öyle müzik iyidir diyerek geçiştiremeyiz. Bu sırada aklınızdan "müzik psikolojisi ya da müzik terapisi bir bilim dalı mıdır?" gibi sorular geçiyor olabilir; fakat gelin bu soruları şimdilik hızlı bir "evet"le erteleyelim. İlerleyen yazılarımda bu konunun derinliklerini zaten hep beraber keşfedeceğiz. Her ne kadar nispeten yeni olsa da, müzik terapisi ve müzik tıbbı gelişmekte olan ve hatta bulduğu sonuçlarla ilaç firmalarını biraz da korkutan bir alan. 2013 yılında Doktor Mona Lisa Chanda, 400 çalışmanın meta-analizinde, müziğin vücudun bağışıklık sistemi işlevini geliştirdiğini ve stresi azalttığını buldu. Ayrıca müzik dinlemenin, ameliyat öncesi kaygıyı azaltmada reçeteli ilaçlardan daha etkili olduğu çalışmasının sonuçlarında göstermiş oldu. Başka bir çalışmada araştırmacılar müzik dinlemenin ve çalmanın, istilacı virüslere saldıran ve bağışıklık sisteminin etkinliğini artıran hücreler olan vücudun antikor immünoglobulin A ve doğal öldürücü hücrelerinin üretimini arttırdığını, aynı zamanda da stres hormonu kortizol düzeylerini azalttığını buldular. Tabii ki bu kadar bulgunun üzerine "fakat ben hiçbir enstrüman çalamıyorum, yeteneğim de yok" gibi argümanlarla direniş gösterenler olacaktır, lakin dikkatinizi çekerim ki araştırmaların çoğu müzik dinlemenin etkilerine yoğunlaşmaktadır. Aynı zamanda dans etmek, müziğe ritim tutmak, çalmakta olan bir şarkının sözlerini takip etmek ve seslendirmek gibi müziğe aktif katılımı içeren aktiviteler de aslında müzik icrası kadar etkin.

Sonuç olarak, bu evlere kapanarak hayat kurtardığımız zor zamanlarda zencefilli, kara mürver özlü yeşil çayımızı içerken oturup dizilerle saatler geçirmek yerine müzik kanallarına uğramak, internetten birkaç şarkı dinlemek, sözlerini öğrenip eşlik etmek, partnerimizle online birkaç dans dersi almak ve hatta evin bir köşesinde tozlanmakta olan enstrümanlarımıza bir şans vermek isteyebiliriz. Bu günleri en yakın zamanda en az kayıpla atlamamızı, huzurla ve müzikle kalmanızı diliyorum.


Kaynakça

American Psychological Association. (2006). Stress weakens the immune system. American Psychological Association.


Novotney, A. (2013, November). Music as medicine. Monitor on Psychology, 44(10). http://www.apa.org/monitor/2013/11/music


Abdurachman, A., & Herawati, N. (2018). The role of psychological well-being in boosting immune response: an optimal effort for tackling infection. African journal of infectious diseases, 12(1S), 54-61.


Kaplan, H. B. (1991). Social psychology of the immune system: A conceptual framework and review of the literature. Social Science & Medicine, 33(8), 909-923.


Dixon, E. (2018, December 3). If Your Cold Keeps Lingering, Doctors Think This Weird Unrelated Activity Can Help. Retrieved from https://www.bustle.com/p/can-music-help-you-get-over-a-cold-studies-suggest-it-can-boost-your-immune-system-13231417


Fancourt, D., Ockelford, A., & Belai, A. (2014). The psychoneuroimmunological effects of music: A systematic review and a new model. Brain, behavior, and immunity, 36, 15-26.


account, D. M. O. V. (2020, March 22). Dr. Mehmet Oz (@DrOz). Retrieved from https://twitter.com/DrOz?ref_src=twsrc^google|twcamp^serp|twgr^author




210 görüntüleme0 yorum
bottom of page